Fıkralar.us bloguna hoşgeldiniz !

Internetin en çok aranan fıkraları bu sitede...
Çatlayana kadar gülmek mi istiyorsunuz?
Arkadaşlarıma anlatabileceğim fıkralar öğrenmek istiyorum mu diyorsunuz?
Fıkra repertuarına yeni fıkralar mı eklemek istiyorsunuz?
İşte hepsi burada ve tek adreste...

Mayıs 26 2012

Temelin Cinden istediği

Etiketler : , , , , , , , , , , , , , ,

Bir Fransız, bir İngiliz ve bir Türk (Temel), bir gemi kazası sonucunda ıssız bir adaya düşerler. Uzun süre adada deniz kenarında kalan 3 kafadar, sahilden içeri doğru gitmeye karar verirler.

Ormanın içinde gezereken biri yerde kirli bir lamba bulur. Hemen lambayı temizlerler. O da ne? Meğerse lamba sihirli. Lambanın içinden bir CİN peydah oluverir. Cin hemen konuşmaya başlar; Ey insanlar dileyin benden ne dilerseniz… Ancak siz 3 kişisiniz, onun için her birinizin sadece bir İSTEK hakkı var… Ama dikkat edin başkaca şansınız olmayacak bu ıssız adada…

Fransız hemen dileğini söyler; “Aylardır bu adadayım, şimdi Fransa da karım ve çocuklarım ile Eyfel kulesinin karşısındaki kafede olmak isterdim…” der ve anında cin dileğini kabul eder ve yokolur.

İngiliz isteğini söyler hemen ardından; “Bu ıssız adadan kurtulup, İngiltere’de hatta Londra’daki sevgilim ile bir restaurantta olmak isterim…” der ve ortadan kayboluverir.

Cin, Temel’e dönerek; ” Eee bu ıssız adada sadece sen kaldın, söyle bakalım sen ne istersin benden?”

Temel yanıt verir hiddetle ; “Sahiden de burası çok ıssız oldu, sen en iyisi o gönderdiğin 2 kişiyi geri getir…”

Ağustos 09 2010

Türk Yönetim Felsefesi

Etiketler : , ,

Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verildi. Her iki takımda performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçti.Büyük gün geldi ve iki takımda kendini hazır hissediyordu..
Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazandılar….
Yarış sonrası Türk takımı çok sarsılmıştı.Türk Şirket yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar verdi.Yapılan araştırmalar,analizler ve uzun çalışmalar sonucu hata bulundu ve çözüm önerisi getirildi. Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor,1 kişi dümencilik yapıyordu. Türk Takımında ise 1 kişi kürek çekiyor,8 kişi dümeni kullanıyordu. 9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış yapmak üzere yeniden yapılandı. Yeni yapılanma şekli şöyleydi; 4 dümen müdürü, 3 bölgesel dümen müdürü, kürek çekmekle görevli kişinin performansından sorumlu bir Dümen yöneticisi, ve kürek çekme elemanı.
İkinci yarışı Japonlar iki kilometre arayla kazandılar.Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu Hemen harekete geçti;Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovuldu ve müdürlere Sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verildi.

Mayıs 25 2009

Tebrikler

Etiketler : , ,

İnsanımızın mentalitesine, kıvrak zekasına ve bazen de inanılmaz saflığına şaşmamak elde değil. Bu bir fıkra değil ama koskoca alkışları hakkeden halkımızdan manzaralar, diyaloglar ve anektodlar;

——————————————
Kaza mahalinde elinde cep telefonuyla koşturup “112′nin numarasi neydiiiii?” diye bagıran sarışına,
——————————————–
Birbirlerine ana avrat küfür eden iki kişinin arasına girip ikisine de birer tokat atan ve “Analar kutsaldır, analara küfür etmeyin, o.çocuklari!!” diyen Karadenizli ağır abiye,
———————————————-
Annesine kızıp, buharlı ütünün içine işemeyi akıl eden! Annesini buram buram çiş kokularıyla iş yerine yollayan! Annesi; ancak arkadaşları ”acayip kokuyorsun” dediğinde işi çözen anneye ve çocuğuna,
———————————————-
Banyonun lambası yanmayınca elektrikler kesik zannedip yarım saat gelmesini bekleyen. Beklerken de canı sıkılmasın diye televizyon seyreden kişiye,
————————————————–
Ailecek televizyon izlerken üst komşu küçük oğlunu göndermiş. Çocuk, anneme ”X teyze, annem dedi ki, bari haberleri açsınlar da, biz de dinleyelim”. Biz de kırmadık, açtık. Ailecek çok iyi niyetli olduğumuzdan, televizyonları bozuk sandık. Yüksek sesten dolayı bize laf soktuklarını anlamamız çocuğun ikinci gelişinden sonra oldu. Bu olayı yaşayan aileye,
————————————————–
Lisedeki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenimiz AIDS’in açılımını yapıyor: (A)llaha (İ)syan eden (D)eyyusların (S)onu… diyen hocaya,birer alkış istiyorum:))
————————————————– 
 
Ayrıca aşağıdakiler de birer tebrik hakediyor:
 
Acı Kaybımız:

3 ay önce ailemize katılan, “Necmi” ismini verdigimiz kaplumbağamız dün vefat etmiş. Aile arasında sade bir törenle evin arka bahçesine gömdük. Hayvancağız durduk yerde can verdiği için gidip, Necmi’yi aldığımız dükkanın sahibine sebebinin ne olabileceğini sorduğumuzda ”Abi onlar kış uykusuna yatar” cevabını almış bulunmaktayız. Hepimizin başı sağolsun. Bu vicdan azabıyla ben de çok yaşamam herhalde.
————————————————–
Annemin Maceraları:
Shrek’in fragmanlarını gösteren bir televizyon kanalında, el ele
tutuşmuş Shrek ve Fiona’yi gören annem, ‘Bunlar Süleyman ve Nazmiye Demirel çifti mi?’ diye sordu! Seçememiş gözleri o mesafeden.
————————————————–
Alfabe:
Ben de bu yıl okula başlayan torunum için kuvvetli bir moral alkışı istiyorum. Daha ikinci gün: ‘örrrtmenim, taa evden buraya tel çizmeye mi geldik, hep yumarlak mı yapcaz, harf felan öretmicen mi?’ deme cesaretini gösterdiği için,
————————————————–
Annem:
“Bu taraf bitti” diye CD’yi arkasına çeviren ve sonra da “CD çalar çalışmıyor!” diye feryat eden anneme alkış az geliyor!
————————————————–
Modem:
Yemek masamın üstünde duran modeme uzun uzun bakan anneanem “Bu ne?” diye sordu. Ben de kolay anlasın diye “Hani benim bilgisayarım var ya, onunla internete giriyorum. İşte internete girmek için o kutu zorunlu” diye uzun uzun açıkladım. Anneannem dinledi beni ve “Yani modem bu” dedi ve konu kapandi…
————————————————–
Yaz Okulu:
Bir alkış da annesine yaz okulunu kazandığı müjdesini veren üniversite ögrencisine gelsin. Bu yaratıcılıga şapka çıkarılır.
————————————————–
Beyin Göçü:
Tikky olduğu her halinden belli olan kızımız Beşiktaş-Taksim
midibüsünde yanındakı arkadaşına dert yanmaktadır. ”Şekerim dördüncü kez girdim ÖSS’ye, ama yine kazanamadım, gidicem sonunda Amerika’ya o olucak. Böyle böyle beyin göçü oluyor işteeaa!” Sen git, masrafları ben karşılıyorum.
————————————————–
Alman Yazar:
Bir alkış da lisede edebiyat dersinde okuduğu şiir bitince sınıfa dönüp “Bu şiiri ünlü Alman yazar Goethe yazmıştır” diyen hocaya, “Niye, kağıt bulamamış mı?” cevabını veren arkadaşa gonderelim.
————————————————–
Düz Mantık:
Eğer bir sokakta yürüyorsanız ve camında ”Bu ev kiralıktır” yazılı bir evin yanından geçip birkaç adım sonra önüne geldiğiniz bir başka evin camında ”Bu da” yazısını görürseniz, bilin ki Trabzon’dasınız.
————————————————–
İngilizce Yazılısı:
Bir alkış da İngilizce sınavında “Nice ……..” şeklindeki boşluğu
“Nice mutlu yıllara!” biçiminde dolduran, dahi mi yoksa aptal mı olduğunu henüz anlayamadığımız öğrencime istiyorum.
————————————————–
Hugo’lar Beşledi:
Bir alkış da lisede edebiyat kitabından bir metni tüm sınıfa sesli olarak okurken ünlü yazar Victor Hugo’ya “Beşinci Hugo” diyen arkadaşımıza gelsin.
————————————————–
Ne Zaman?
Kardeşim karne almıştı; fakat birçok zayıf notu vardı. Annem, babamla beni kenara çekip uyarıları sıralıyordu: “Sakın çocuğun moralini bozmayın, sakın kötü bir şey söylemeyin” uyarılar özellikle babama yönelikti: “Hele de sen, sakın çocuğun gururunu kırma”. Babam daha fazla dayanamadı ve sordu: “Karne için ne zaman özür dileyeceğiz?”
————————————————–
Havale:
Bankada gişenin önünde işlemimin yapılmasını bekliyorum. Yanımdaki gişede işlem yaptıran yaşlı teyzeye, işlemini yapan kadın soruyor: “Parayı kim alacak teyze? Alıcısına ne yazalım?” Teyzem cevap veriyor: “Bu paranın hayrını görme inşallah yazalim” evladım.
————————————————–
Lamba:
Dün gece evime giderken yolun tenhalığından olsa gerek kırmızı ışıkta geçtim. Ardından yurdum polisine alkışı hak ettiricek anons: “Bacım o geçtiğin gece lambası değildi; çek sağa”.
————————————————–
Hacim nedir?
Öğretmen bir arkadaşımdan naklen: 5. Sınıfların Fen Bilgisi sınavının 2. sorusu: “Hacim nedir? Bir örnek vererek açıklayınız”. Öğrencimizden gelen cevap: “Hacdan gelenlere hacim denir. Örnek: Nasılsın hacim?”.

Ocak 27 2009

Batan gemiden tahliye yöntemleri

Etiketler : , , , , , ,

Bir grup İngiliz, Amerikan ve Türk, gemi ile seyahat yapıyorlarmış. Birden şiddetli bir fırtına kopmuş.

Geminin batacağını anlayan kaptan, hemen yolculara koşup gemiyi boşaltmalarını istemiş.

Fakat kimse buna inanmayarak kendini denize atmayı kabul etmemiş.

Bir süre sonra bütün yolcuların ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gören kaptan hemen bir tayfasını çağırmış. ” Git bir de sen dene. Onları gemiden atmayı ikna etmeyi ” demiş.

Tayfa gitmiş ve kısa bir süre sonra geri dönmüş. Kaptan merakla sormuş:

” Eee, noldu ?”
” Hepsi atladılar efendim.”

Kaptan çok şaşırmış :
” Nasıl olur, daha demin kıllarını bile kıpırdatmamışlardı. Ne dedin onlara ?”

Çok kolay. İngilizlere ‘Sizin gibi soylu insanlar batmak üzere olan bir gemide olmamalı’ dedim.

Amerikalılara deniz suyunun insan vücudu için çok faydalı olduğunu söyledim.

” Peki ya Türklere ne dedin ?”

” Onlara da Denize girmek yasak ! dedim.”