Yaşlı bir doktor, emekliliği nedeni ile yerine gelen genç doktor ile hastalarını tanıştırmak üzere evden eve dolaşmaya başlamış.
İlk girdikleri evde bir kadın; “Mide ağrısı çekiyorum” demiş hekime.
Eski doktor da;
“Biraz fazla meyve yiyorsunuz 0ndan olabilir” demiş.
Dışarı çıktıkları zaman yeni doktor;
“Abi” demiş. “Kadını muayene bile etmeden nasıl böyle bir sonuca vardın?” demiş.
Yaşlı doktor anlatmış;
”Oğlum, numaralı gözlüğümü yere düşürdüm. Eğilip aldığımda bir de baktım ki yatağın altı meyve kabuklarıyla dolu.
İkinci evdeki hastayı genç doktorun muayene etmesine karar vermişler.
Bu evdeki kadın; “Çok yorgunum ve stresliyim “deyince genç doktor;
“Belki de dinsel faaliyetleriniz sizi çok yoruyor, biraz ara vermelisiniz.” demiş.
Dışarı çıkmışlar, yaşlı doktor genç doktora; “Doğru söyledin” demiş. “ Bu kadın camiden ve Kuran kursundan dışarı çıkamaz.”
Ama nasıl anladın?” Genç doktor; “Ben de çaktırmadan yatağın altına baktım ve orada caminin imamını gördüm.”
Erkek : Futbolu sever misin?
Kadın : Bayılırım.
Erkek : O zaman bir adım önde sayılırsın.
Kadın : Ama o zaman ofsayt olur.
Erkek : Gel lan, evleniyoruz… 🙂
Adamın biri işten eve gelmiş. Bir bakmış karısı başka bir adamla yatakta yatıyor. Hemen tabancasını almış
ve öteki adama:
– ‘Madem karımı istiyorsun onu benden erkek gibi almalısın. Seni düelloya davet ediyorum’… Öteki adam hemen bunu kabul etmiş, ikisi birlikte yandaki odaya gitmişler, kapıyı kapatmışlar, sonra kadının kocası öteki adama fısıldamış;
– ‘Aslında kimsenin canının yanmasına gerek yok, ikimizde havaya ateş edelim sonra ölmüş
gibi yere yatalım, karım ilk önce hangimizin yanına koşarsa en çok sevdiği odur’… Böylece ikisi havaya bir el ateş
edip hemen kendilerini yere atmışlar… Kadın silah sesini duyar duymaz koşarak içeri girmiş… Yere yatan iki adama bakmış ve bağırmış…..:
– ‘Hayatım çıkabilirsin, ikisi de öldü..!!!!’
Zamanın birinde mükemmel erkek ve mükemmel kadın karşılasmışlar.
Mükemmel bir flört döneminden sonra… mükemmel bir evlilik yapmışlar.
Birlikte mükemmel bir hayat sürmüşler.
Bu mükemmel çift karlı,fırtınalı bir noel aksamı mükemmel arabalarıyla giderken yolda donmak üzere olan bir adam görmüşler.
Mükemmel çift olduklarından adama yardım etmek için durmuşlar.
Adam meğer sırtında oyuncak çuvalıyla Noel Baba’ymış.
Mükemmel çiftimiz noel aksamı çocukların hayallerini karartmamak için noel baba ve oyuncaklarını arabaya yüklemişler.
Oyuncakları çocuklara dağıtarak yollarına devam etmişler..
Maalesef tipi artmış, araca hakim olmak zorlaşmış ve mükemmel çift ve noel baba trafik kazası geçirmisler.
kazada bunlardan yanlızca biri kurtulmuş.
soru:kim kurtulmus?
cevap : yazının devamında…
Yanıt:
Mükemmel kadın kurtulmuş..
Herşeyden önce mükemmel kadın gerçekten vardır…
Herkes bilir ki noel baba ve mükemmel erkek diye birisi yoktur…
DİKKAT : Kadınlar burada okumayı bıraksınlar, onlar için yazının sonu burası!
**** erkekler DEVAM EDİP aşağıya baksınlar…
–
–
–
–
–
–
–
–
–
Eğer mükemmel adam ve noel baba yoksa,
arabayı mutlaka mükemmel kadın kullanıyordur.
Bu bize kazanın nedenini ve en mükemmel kadının bile
araba kullanmak gibi bazı konularda pekte mükemmel olmadığını açıklar….
**** SADECE erkekler DEVAM ETSİNLER…
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
–
Şimdi eğer bir kadınsanız ve hala bunu
okuyorsanız, buda başka bir noktayı açığa kavuşturur:
‘Kadınlar hiç laf dinlemezler…’
Temel yine kendi kendine konuşuyormuş;
– Ey yüce yarabbim, her şeyin doğrusunu sen pilirsun, ama 3 şeye aklim
ermiyy… Haçan punlar ;
1- Neden bu kadar çeşitli içki yarattun da bizi kararsiz pirakaysun ?
2- Neden kadini ay gibi yaratmadun ki , gece gelecek günduz kaybolacakti
3- Uy en onemlisi butun vucudumuzda 200 kusur kemik koyarsun da, neden
en luzumlu yere bir tane bile koymadun da ?
Almanya’da vefat eden bir kadın için kilisede cenaze merasimi düzenlenir.
Cenaze görevlileri törenden sonra defin için tabutu taşırken, tabutun önünü yanlışlıkla kilisenin sütunlarından birine çarparlar.
Bu esnada tabutun içinden bir inilti sesi duyulur. Tabut açılır ve öldüğü zannedilen kadının yaşadığı anlaşılır.
Bir süre hastanede tedavi altına alınan kadın iyileşir ve 10 sene daha yaşar.
Kadın on sene sonra tekrar öldüğünde ise cenaze merasimi yine aynı kilisede yapılır.
Törenden sonra cenaze görevlileri cenaze arabasına götürmek için tabutu taşırlarken, kilisedeki aynı sütunun önüne geldiklerinde, ölen kadının kocasının arkalardan panik ve endişe dolu sesi duyulur;
“Aman Sütuna dikkat ediiiiin..!”
Temel akşam eve gelmiş. Fadime boynuna sarılarak karşılamış onu.
Temel’um harika bir haberim var. Bir ay geciktim. Her halde bir bebeğimiz olacak. Doktor bu sabah test yaptı. Sonucunu alana kadar lütfen kimseye söylemeyelim! demiş heyecanla.
Ertesi sabah Trabzon Elektrik idaresinden bir görevli son faturayı ödemedikleri için kapıyı çalmış:
Siz Fadime misiniz? Biliyor musunuz bir aylık gecikmeniz var!
Bir aylık gecikmem olduğunu siz nereden biliyorsunuz? demiş Fadime hayretle.
Bu dosyalarımızda açıkça görünüyor.
Fadime; Ne? Dosyalarınızda mı?’
Kesinlikle!
Fadime, Beyefendi, bu gece eşimle bu konuyu görüşürüm! demiş.
Fadime korkuyla ve akşam olanı biteni Temel’e anlatmış.
Temel ertesi sabah kızgın bir boğa gibi Trabzon Elektrik idaresine dalmış:
Neler oluyor burada? Karim bir dosyadan bahsetti. Aylık gecikmesi ile ilgili! diye bağırmış Temel.
Sakin olun. Ciddi birşey değil demiş memur. Bu gecikme için bize borçlusunuz!
Size borçlu muyum? Ya ödemezsem?
O zaman sizinkini kesmek zorunda kalacağız!
Ama o zaman Fadime ne yapacak?’
Bilmiyorum! ‘ demiş memur. Hanımefendi artik mumla falan idare eder…
Kadının biri kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçerken, kırmızı ışıkta geçtiğini gören trafik polisi;
“hanım, hanım nereyeee” diye bağırır.
Kadın yolun karşısına bir hamlede geçip, polise dönerek bağırır;
Eltimgillere gidiyom, sana ne, kocamın haberi var, sen de kim oluyorsun bana karışacak?
Kadın gece yarısı ıssız sokaktaki evine dönerken adamın biri kolundan yakalayıp, az ilerideki parka sürüklemiş ve çalı yığının arkasına yatırmış, kadının üzerine çullanmış.
“İmdat! Yardım edin… Dolandırıcı var! diye çığlık atmış kadın..
Adam hemen ayağa kalkmış;
” Aptal kadın!” Demiş ” Ben dolandırıcı değil, tecavüzcüyüm !”
“Sensin aptal !” demiş kadın adama, eliyle işaret ederek… “Ulan bu kadar ufak şeyle o iş olur mu?
Bu resmen dolandırıcılık !… “
İki tane kadın varmış.
Manava gitmişler.
Manavda duran amcadan iki tane muz istemişler.
Amca demiş ki;
Kızım üç tane vereyim, bir kilo olsun, düz ödeyin.
Kızlardan biri dönmüş diğerine;
Olsun demiş, n’apalım bi tanesini de yeriz artık…