Bir gün avukat ile doktor kaza yapmışlar. Aracından inen avukat doktorun arabasının yanına giderek, geçmiş olsun bir şeyin var mı demiş. Doktor :
– Önemli bir şeyim yok, ufak tefek sıyrıklar var demiş. Avukat arabadan bir içki çıkarmış ve doktora:
– Çek bir fırt rahatlarsın, Doktor:
– Sağol, demiş ve biraz içtikten sonra:
– Sen de alsana, demiş. Avukat:
– Yok ben polisler geldikten sonra alacağım
Ahmet ve arkadaşı Hasan, kayak yapmaya kuzeye gitmişler.
Birkaç saat yol aldıktan sonra korkunç bir kar fırtınasına yakalanmışlar. Yakındaki bir çiftlik evinin önüne arabalarını çekmişler.
Evin çekici hanımından geceyi orada geçirmek için izin istemişler.
“Dul bir kadınım ben” diye açıklamış kadın. “Eğer evimde kalmanıza izin verirsem komşular dedikodu yapar.”
“Endişelenmeyin” demiş Ahmet, “Ahırda da rahat edebiliriz”
Bir sene sonra Ahmet, dulun avukatından bir mektup almış. Arkadaşı Hasan’ı çağırarak sormuş:
“Hasan, şu çiftliğinde kaldığımız çekici dul kadını hatırlıyor musun?”
“Evet, hatırlıyorum.”
“O gece geç vakit eve gidip, o kadınla yattın mı?”
“Evet, itiraf etmeliyim ki bunu yaptım.”
“Ona kendi adın yerine benimkini verdin mi peki?”
Hasan yüzü kızararak cevap verir:
Evet, korkarım öyle yaptım…
Eh, sana çok teşekkür borçluyum dostum. Kadın ölmüş ve çiftliğini de bana bırakmış.
Mart 18 2008
Petrocelli’nin Kaybettiği Tek Dava
Etiketler : Avukat Fıkraları, dava, futbolcu, hakim, jüri, karı, mahkeme, pertocelli
Ünlü bir futbolcu karısını öldürmekle suçlanıyordu.
Futbolcu, hakimin karşısındaydı ama karısının cesedi kayıptı.
Duruşma, bildik Amerikan filmlerindeki gibi seyrediyordu.
Futbolcu, sanık sandalyesinde oturuyordu.
Kucak dolusu parayla tuttuğu ünlü avukatı Petroçelli de, jüriyi iknaya uğraşıyordu :
Sayın jüri, müvekkilim suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum. Buna az sonra sizler de inanacaksısız. Neden mi? Bakın, şimdi 1’den 10’a kadar sayacağım ve müvekilimin öldürdüğü iddia edilen karısı, bu kapıdan içeri gircek. 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10…
Bütün jüri üyeleri yüzlerini kapıya döndü. Ama kimse girmedi içeri.
Avukat bir savunma dehasıydı; öldürücü hamlesini yaptı :
Bakın, siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz. Çünkü hepiniz içeri girecek diye kapıya baktınız. İşte kararı buna göre vermenizi talep ediyorum.
Jüri kararını açıkladı; ünlü futbolcu suçlu bulundu ve dava bu şekilde sonuçlandı.
Mahkeme çıkışında avukat, bayan jüri başkanına yaklaştı :
10’a kadar saydığımda, siz de diğer üyeler gibi kapıya bakmıştınız.
Neden böyle bir karara imza attınız?
‘’ Doğru ‘’ dedi jüri başkanı ;
Evet; Ben de kapıya baktım, ama müvekkiliniz kapıya bakmıyordu !…
Zengin adam ölüm döşeğinde, doktorunu, papazı ve avukatını başucuna toplayıp bir istekte bulunmuş:
‘’300 bin dolarlıkbir servetim var, bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum. Şimdi size100’er bin dolar vereceğim. Bu paraları ben gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin.’’
Adam ölmüş ve üç arkadaşı verdikleri sözü yerine getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan azabına kapılıp, diğer iki arkadaşını çağırarak onlara itirafta bulunmuş:
‘’Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı onun için 100 bin doların 20 bin dolarını hastaneye sarf ettim, kefene 80 bin dolar koydum.’’
Bunun üzerine papazdan da bir itiraf gelmiş:
‘’ Ne yazık ki ben de günah işledim ve paranın yarısını kilisenin inşaatına ayırdım. Kefenin cebine 50 bin dolar koydum. ‘’
Avukat ise onlara gülümsemiş:
‘’Ben sözümü tuttum, kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum.‘’