Fıkralar.us bloguna hoşgeldiniz !

Internetin en çok aranan fıkraları bu sitede...
Çatlayana kadar gülmek mi istiyorsunuz?
Arkadaşlarıma anlatabileceğim fıkralar öğrenmek istiyorum mu diyorsunuz?
Fıkra repertuarına yeni fıkralar mı eklemek istiyorsunuz?
İşte hepsi burada ve tek adreste...

Mart 18 2008

Karadenizli mektup yazarsa

Etiketler : , , ,

Bir babanın, Almanya’da çalışan oğluna gönderdiği mektuptan :
Uy sevgili uşağum, Allah’ın selamı tabidur. Mektubumu çok yavaş yazayrum, çünkim bilurum ki okuman zayuftur. Çabuk okuyamazsun… Benden yana sual edersen, Allahuma bin şükür iyiyum, yeni pir iş buldum… Emrimde 1500 e yakın adam var, hepsi de sessuz sedasuz, kendi hallerinde..Ne iş bulduğumu soraysan söyleyeceğum patlama, mezarluk pekçisi oldum..

Geçtiğimiz hafta puraya iki tefa yağmur yağdu…piri pazartesinden perşembeye öbüri de perşembeden pazara…

Bacın Emine bir uşak doğuracak, daha erkek midir, kız midir, pelli değil, haçan o yüzden sağa dayı mı oldin, teyze mi oldin söyleyemeyrum…

Sağa kötü bir havadisim var.. Emicen İdris havasızlıktan boğuldu, öldi…Pilirsin rahmetlinin dokuz uşağı vardı, daha fazla uşak olmasın diye bir ilaç almuş, prezarvatif midur, nedur, bakmış ki üstünde, sıkıca kafana geçur, diye yazulu, öyle etmiş, havasuzluktan gitmiş…
Kötü havadisler piter mu ?
Pahriyede askerlik yapan, on uşağı da kaybettuk…
Pindikleri denizaltu pozulmuş, motoru turmuş, inmiş aşağı denizaltıyu itekleyup, motorunu çalıştırmak istemişler…
Temel emicen de tükkan açtu, o da otuza aldiğunu yirmipeşe verir, sürümden kazanıyormuş, öyle dedu…
Bizim köye findukçuların Temel’i muhtar seçtuk, akıllu akıllu uşak da… Geçen gün hepimizu zelzeleye karşı aşi etturdu….
Temel hem akilludur, hem de dürüsttür…Geçenlerde bir taksinin şöförü köye varmış, muhtarı arıyor, meğer yolda bir tavuk ezmiş sahibinu soraymış…Muhtar Temel, tavuğa pakmış, ha bu bizden değildur, pizim köyde yassu tavuk yoktir, demiş..
Senin küçüğün Ergin çok akullu uşak çıktı…Geçen gün tepeye varmış, elinde bir ip sallayıp duriy… Anan, uy uşağum ne edeysun orada demiş…. Oda heva turumuna bakayrum demiş…  Çektum oni akşam karşuma, anlat bakayum şu hava turumu işinu dedum. Anlattı, meğer, ip sallanınca, havanın rüzgarlı olduğuni, ip ıslanunca da yağmur yağdığını anlaymış…
Çok akıllu uşak vesselam ! Sen o yaşta böyle akillu değildun !
Senin gönderduğun resmi alduk, pir yanunda bir Alman herif, bir yannunda da bir Alman karisi var, ortada da sen… İyi ki resmin arkasuna ortadaki penum diye yazmişsun, yoksam tanıyamayacaktuk….
Deli Recep’le başimuz dertte… Geçen gün Rize’ye vardık, tapuda işimiz vardı, bir kahveye girduk, o sade içer ben şekerlu… Garson getirdu, koydu Recep ağzini vurdu ki kahvesi şekerlu, garsona pağarup çatacak, niza edecek, gel canım puraya sen penum yerime otir, pen de senun yerine dedim, kavgayı önledim. Deli Recep işte !
Ha bu arada söyleyeyum. Deli Recep’in başına bir hal gelmiş ki sorma… Recep geçenlerde Erzurum taraflarına varmış, bakmış pir çoban sürüyü otlatıyor; varmışyanına hey çoban, senin süründe kaç koyun var ? Çoban kızmış, sağa ne ? Recep varmış üstüne, pen senin süründe kaç koyun var piliysem, bağa bir koyun verirmisun ? Çoban gülmüş, verdum gitti. Deli Recep’in gözü keskin, şöyle bir bakmış, ha bu sürüde 378 koyun vardur. Çoban şaşırmuş, nereden pildun ? Deli Recep almış bir tane, gidiyor; çoban bağırmış, hey pak puraya pende senun nereli olduğunu pilirsem o koyunu geri alurum, pilemezsem iki koyun al !
Deli recep’in aklı yatmuş, söyle bağayum pen nereluyum ? Çoban bir bakmış :
Karadenuzlusun ? Deli Recep dellenecek şaşırmış :
Uy nereden pildun ?  Çoban gülmüş :
Onca koyun arasında, uyuz köpeği, koyun diye alup giden, paşkası çıkmaz da !
Yaa işteböyle uşağım! Melmeçetten sağa pol pol havadis.Yeni havadis olursa yazarum
Baki hüdaya emanet ol !
Not: Mektupa para koyacaktım, ama geç akluma geldi, zarfı kapatmişum…